Blog

Günümüzün hızla değişen iş ortamında, organizasyonlar verimliliği artırmanın, operasyonel maliyetleri düşürmenin ve daha iyi kararlar almanın yollarını sürekli aramaktadır.

Düşük kod platformları, organizasyonların yazılım geliştirme yaklaşımını kökten değiştirdi. Teknik bilgisi sınırlı çalışanlar—genellikle vatandaş geliştiriciler olarak adlandırılır—kodlama bilgisine derinlemesine sahip olmadan uygulamalar geliştirebilir ve süreçleri otomatikleştirebilir.

İş akışı otomasyonu, modern işletmeler için verimliliği artırmak, hataları azaltmak ve iş süreçlerini daha düzenli hale getirmek amacıyla kritik bir bileşen haline gelmiştir.

İş süreçlerinin kontrol edilmesi, optimize edilmesi ve sürekli geliştirilmesi için performans göstergelerinin doğru tanımlanması hayati bir zorunluluktur. Pek çok işletme performansı ölçtüğünü söylese de çoğu ya yanlış göstergeleri seçer ya da mevcut veriyi doğru yorumlayamaz.

Günümüzün rekabetçi iş ortamında, kuruluşlar giderek daha fazla müşteri deneyiminin (CX) sadece pazarlama meselesi olmadığını, aynı zamanda bütünsel bir iş gerekliliği olduğunu fark ediyor.

Önleyici kontroller, operasyonel mükemmellik, yasal uyumluluk ve sürdürülebilir büyüme hedefleyen modern kuruluşlarda risk yönetiminin temel taşlarından biridir.

Departmanlar arası süreç çatışmaları, orta ve büyük ölçekli kurumların en sık karşılaştığı ve köklü operasyon problemlerinden biridir. Kurumlar büyüdükçe her departman kendi çalışma kültürünü, önceliklerini, araçlarını, metriklerini ve beklentilerini oluşturur.

Geleceğin iş süreçleri, merkeziyetsizlik, dağıtık sahiplik ve otonom dijital ekosistemler tarafından yönlendirilen radikal bir dönüşümden geçiyor.